Tükendi
Gelince Haber VerRUHUL- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT
Alllame fâdıl muhakkik hicri 15.Asrın müceddidi Şeyhül İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendinin riyasetinde kaleme alınmış takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir.
Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır.
Âyet-i Celileler en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam fıkıh tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir.
RUHUL- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ
Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar:
"Kuran-ı Azîmüş-şanın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler Kuran-ı Kerimi Türkçe tefsir ederek bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından ziyade aciz olan bu kardeşiniz böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayının Berat Gecesinde Ravza-i Mutahharada yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık.
TAKİP EDİLEN USUL
MUKADDİME:
Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kuran-ı Azimüş-şanın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kuran-ı Keriminin baş tarafına yazmış olduğu Kuran-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir.
Müteakiben yine Kuran-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kuran-ı Keriminin evveline yazdığı ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir.
Bundan sonra Kuran-ı Kerimi gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kuran-ı Kerimi kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir.
ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL
1-KELİME MANASI:
Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul Kuran-ı Kerimi kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde Kuranı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kuran-ı Kerimi kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki dikkatli düşünüldüğü takdirde sadece kelime manasından bile âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin fail meful hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden terkip (toplu) manası verilmiştir.
2-MEÂL-İ ŞERİF :
Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat e
RUHUL- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT
Alllame fâdıl muhakkik hicri 15.Asrın müceddidi Şeyhül İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendinin riyasetinde kaleme alınmış takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir.
Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır.
Âyet-i Celileler en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam fıkıh tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir.
RUHUL- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ
Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar:
"Kuran-ı Azîmüş-şanın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler Kuran-ı Kerimi Türkçe tefsir ederek bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından ziyade aciz olan bu kardeşiniz böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayının Berat Gecesinde Ravza-i Mutahharada yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık.
TAKİP EDİLEN USUL
MUKADDİME:
Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kuran-ı Azimüş-şanın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kuran-ı Keriminin baş tarafına yazmış olduğu Kuran-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir.
Müteakiben yine Kuran-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kuran-ı Keriminin evveline yazdığı ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir.
Bundan sonra Kuran-ı Kerimi gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kuran-ı Kerimi kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir.
ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL
1-KELİME MANASI:
Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul Kuran-ı Kerimi kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde Kuranı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kuran-ı Kerimi kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki dikkatli düşünüldüğü takdirde sadece kelime manasından bile âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin fail meful hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden terkip (toplu) manası verilmiştir.
2-MEÂL-İ ŞERİF :
Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat e