Tükendi
Gelince Haber Ver"Gözlerinin bağlandığı ve bir ölüm müziği çalmasının istendiği an gelmişti. Buraya kadar. Zaman silinmişti. Kubbenin tepesinde kaç gün devrilmişti Allah bilir. İnsanlar bir düşten uyanmıştı yüzleri dağılıp gitmenin eşiğindeydi. Tek tek sorgulandılar; uzatılan taslardan ölüm içti kimileri. İşte o zaman kaçma girişimleri başladı. Çok geçmeden de kıyım. Ulumalar ve canhıraş seslerden yokluğunun fark edilmeyeceğini anlamış dışarı atmıştı kendini; düş kırıklığı ve göğsünde şiddetli bir kasılmayla fazla uzağa gidememişti. Ziyafetin verilmeye başlandığı akşamın sabahıydı. O ise gün ışığını çok sonra fark edebildi.Çılgınlık ve zehir kasıp kavurdu içeridekileri Seyfüddevle'nin kılıcı başları ayırdı omuzlarından lakin vazgeçmediler; kaçmaya çalıştılar. Umutsuzca da olsa tekrar kaçma girişiminde bulunanlardan biri işte o Yahudi'ydi.Emir sarsak sarsak dışarı çıktı elinde kanlı kılıcını bir asa gibi uzatarak ilerledi Fârâbî'ye. Kör gibi yürüyordu. Düşe kalka kumlarda sürüne sürüne haykırıyordu: 'Gitme feylesof! Beni sonsuza dek susturmadan bir daha ihanet görmeyeceğim bir uykuya daldırmadan gitme. Kervan gitti ateş gibi yolda kaldım. Bana bağlıolanları bile kılıçtan geçirdim.' Bu düş kırıklığı acı mı yoksa tiksinti mi salıyordu içine tam çözemedi Fârâbî. En zor notaları matematiksel olarak çözümleyebilenfeylesof hislerini ve yön duygusunu yitirmiş ışığın doğduğu yeri düşlüyordu uçsuz bucaksız bozkırda evrenin diliyle bütünleşmeye çalışarak.'Bir daha asla!' diyordu 'asla müziğimi böyle tehlikeli bir iş için kullanmam.' "
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13 x 21 |
ISBN-10 | 6056864544 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 152 |
"Gözlerinin bağlandığı ve bir ölüm müziği çalmasının istendiği an gelmişti. Buraya kadar. Zaman silinmişti. Kubbenin tepesinde kaç gün devrilmişti Allah bilir. İnsanlar bir düşten uyanmıştı yüzleri dağılıp gitmenin eşiğindeydi. Tek tek sorgulandılar; uzatılan taslardan ölüm içti kimileri. İşte o zaman kaçma girişimleri başladı. Çok geçmeden de kıyım. Ulumalar ve canhıraş seslerden yokluğunun fark edilmeyeceğini anlamış dışarı atmıştı kendini; düş kırıklığı ve göğsünde şiddetli bir kasılmayla fazla uzağa gidememişti. Ziyafetin verilmeye başlandığı akşamın sabahıydı. O ise gün ışığını çok sonra fark edebildi.Çılgınlık ve zehir kasıp kavurdu içeridekileri Seyfüddevle'nin kılıcı başları ayırdı omuzlarından lakin vazgeçmediler; kaçmaya çalıştılar. Umutsuzca da olsa tekrar kaçma girişiminde bulunanlardan biri işte o Yahudi'ydi.Emir sarsak sarsak dışarı çıktı elinde kanlı kılıcını bir asa gibi uzatarak ilerledi Fârâbî'ye. Kör gibi yürüyordu. Düşe kalka kumlarda sürüne sürüne haykırıyordu: 'Gitme feylesof! Beni sonsuza dek susturmadan bir daha ihanet görmeyeceğim bir uykuya daldırmadan gitme. Kervan gitti ateş gibi yolda kaldım. Bana bağlıolanları bile kılıçtan geçirdim.' Bu düş kırıklığı acı mı yoksa tiksinti mi salıyordu içine tam çözemedi Fârâbî. En zor notaları matematiksel olarak çözümleyebilenfeylesof hislerini ve yön duygusunu yitirmiş ışığın doğduğu yeri düşlüyordu uçsuz bucaksız bozkırda evrenin diliyle bütünleşmeye çalışarak.'Bir daha asla!' diyordu 'asla müziğimi böyle tehlikeli bir iş için kullanmam.' "
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13 x 21 |
ISBN-10 | 6056864544 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 152 |