Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Toparlanın Gitmiyoruz-2
%26 
27,00 TL
19,98 TL

Toparlanın Gitmiyoruz-2

%26 
27,00 TL
19,98 TL
%26 
27,00 TL
19,98 TL
Kazancınız:7,02

Tükendi

Gelince Haber Ver
Kitap Açıklaması

Kültür insanoğlunun hiçbir soru sormadan dolayısıyla cevap yerine geçecek hiçbir şeyle karşılaşmadan ömrünü tüketmesini mümkün kıldığı için kültürdür. Kültür kendilik bilgisinden mahrum kalanları yaşadıklarının sahici olduğu hususunda avutur. Avuntu zoon politikon'u hayatta tutmaya yarayan giderek onun hayata tutunmasını sağlayan bir besin yerine geçer. Biz insanlar uzlaşarak avunuruz. Bütün yapıp ettiklerimiz toplum ilişkilerinin devamına hizmet eden uzlaşmanın gereğini yerine getirmekten ibaretse ömrümüz uykuda geçiyordur. Uzlaşmaların neyin hatırına yapıldığından habersizsek henüz uyanmamışızdır. Uyanışın kültür karşısında gösterilen bir itaatsizlik olduğu söylenebilir; ama bu ancak kültürün kazandırdıklarını ihmal etmeyenlerin gösterebildiği bir itaatsizliktir. Uyanış dediğimiz şey kendi varlığını kendinin var olduğunu ortamı ve çevresi tarafından var kabul edilme şartlarını hiçe sayacak bir biçimde kavramak suretiyle gerçekleşir. Uyanış uyandırılış değildir. Kendi uyanışımızdan başka bir uyanışa şahit olamayacağımız için uyanış ödünç alınamaz.

Uyanış (gelin şuna "varoluşsal uyanış" diyelim) adam olmaya varan merdivenin ilk basamağıdır. Adam olmak nedir? Bu soruyu kim sorduysa felsefe ders kitaplarında görünen anlamıyla maddeciliği (materyalizmi) reddetmiş olur. Var mı sende adamlık? Adamlık hem izahtan vareste hem de varlığı duyular âleminin ötesinde bulunan bir şeydir. Nasıl var kabul edilmekle var olunmuyorsa adamlığın adamdan sayılmakla elde edilemeyeceği kolayca söylenebilir. Varoluşsal bir uyanışı idrak etmek adam olmak için gerek şarttır; ama yeter şart değildir. Uyanan her kimsenin adam olduğundan olacağından aslâ emin değiliz. Bu durum günlük hayatımızı allak bullak eder. Tam olarak ne kendimize ne başkasına güveniriz. Yani her seferinde kendimizi de muhatabımızı da yoklamadan yaşayamaz hâle geliriz. Adam olunduysa madde âleminde bilinen üstünlüklerle bağdaşmayan bir üstünlüğün elde bulundurulduğu bir safhaya geçilmiş demektir. Lâfta bu böyledir; ama tarih boyunca hiç kimse madde âlemindeki üstünlükleri tepip de bir yaşama yolu bulabilmiş değildir. Adam yerine konmayı bir "status" kabul etmekten geri durmuş kim var? Babası oğluna hitaben sana vali olamayacağını değil; adam olamayacağını söyledim dediyse bununla sadece bir edepsizliği saygısızlığı vurgulamadığını biliriz. Biliriz de adamlığı nezakete zarafete indirgemek hilesine başvurmadan yaşayamayız.

Anlamın ve anlamanın yüksek basamaklarına çıkıldığında bize özde neyin bulunduğunu özü nelerin teşkil ettiğini açıklayan olgular değildir. Özde ne olduğunu ancak uyanışı tadanlar tadabilir. Bu yüzdendir ki kimin gerçekten kim olduğu sözün gerçekte neyi dile getirdiği kültürden bağımsız başlıbaşına meselelerdir. Bu meselelerin hayatımızdaki yerini uyanmış kişiler kendi aralarında tartışır.

Bu tartışmanın Türklerin ayakları altında kalan zemini 27 Mayıs 1960 sabahı kayganlaştırıldı. Yarım asra yaklaşıyor ki kayganlığın zilletini yaşıyor Türkler.

Kitap Özellikleri'''''''''
Barkod9789944446433
Basım Yılı2010
Baskı2
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 21
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı448
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması

Kültür insanoğlunun hiçbir soru sormadan dolayısıyla cevap yerine geçecek hiçbir şeyle karşılaşmadan ömrünü tüketmesini mümkün kıldığı için kültürdür. Kültür kendilik bilgisinden mahrum kalanları yaşadıklarının sahici olduğu hususunda avutur. Avuntu zoon politikon'u hayatta tutmaya yarayan giderek onun hayata tutunmasını sağlayan bir besin yerine geçer. Biz insanlar uzlaşarak avunuruz. Bütün yapıp ettiklerimiz toplum ilişkilerinin devamına hizmet eden uzlaşmanın gereğini yerine getirmekten ibaretse ömrümüz uykuda geçiyordur. Uzlaşmaların neyin hatırına yapıldığından habersizsek henüz uyanmamışızdır. Uyanışın kültür karşısında gösterilen bir itaatsizlik olduğu söylenebilir; ama bu ancak kültürün kazandırdıklarını ihmal etmeyenlerin gösterebildiği bir itaatsizliktir. Uyanış dediğimiz şey kendi varlığını kendinin var olduğunu ortamı ve çevresi tarafından var kabul edilme şartlarını hiçe sayacak bir biçimde kavramak suretiyle gerçekleşir. Uyanış uyandırılış değildir. Kendi uyanışımızdan başka bir uyanışa şahit olamayacağımız için uyanış ödünç alınamaz.

Uyanış (gelin şuna "varoluşsal uyanış" diyelim) adam olmaya varan merdivenin ilk basamağıdır. Adam olmak nedir? Bu soruyu kim sorduysa felsefe ders kitaplarında görünen anlamıyla maddeciliği (materyalizmi) reddetmiş olur. Var mı sende adamlık? Adamlık hem izahtan vareste hem de varlığı duyular âleminin ötesinde bulunan bir şeydir. Nasıl var kabul edilmekle var olunmuyorsa adamlığın adamdan sayılmakla elde edilemeyeceği kolayca söylenebilir. Varoluşsal bir uyanışı idrak etmek adam olmak için gerek şarttır; ama yeter şart değildir. Uyanan her kimsenin adam olduğundan olacağından aslâ emin değiliz. Bu durum günlük hayatımızı allak bullak eder. Tam olarak ne kendimize ne başkasına güveniriz. Yani her seferinde kendimizi de muhatabımızı da yoklamadan yaşayamaz hâle geliriz. Adam olunduysa madde âleminde bilinen üstünlüklerle bağdaşmayan bir üstünlüğün elde bulundurulduğu bir safhaya geçilmiş demektir. Lâfta bu böyledir; ama tarih boyunca hiç kimse madde âlemindeki üstünlükleri tepip de bir yaşama yolu bulabilmiş değildir. Adam yerine konmayı bir "status" kabul etmekten geri durmuş kim var? Babası oğluna hitaben sana vali olamayacağını değil; adam olamayacağını söyledim dediyse bununla sadece bir edepsizliği saygısızlığı vurgulamadığını biliriz. Biliriz de adamlığı nezakete zarafete indirgemek hilesine başvurmadan yaşayamayız.

Anlamın ve anlamanın yüksek basamaklarına çıkıldığında bize özde neyin bulunduğunu özü nelerin teşkil ettiğini açıklayan olgular değildir. Özde ne olduğunu ancak uyanışı tadanlar tadabilir. Bu yüzdendir ki kimin gerçekten kim olduğu sözün gerçekte neyi dile getirdiği kültürden bağımsız başlıbaşına meselelerdir. Bu meselelerin hayatımızdaki yerini uyanmış kişiler kendi aralarında tartışır.

Bu tartışmanın Türklerin ayakları altında kalan zemini 27 Mayıs 1960 sabahı kayganlaştırıldı. Yarım asra yaklaşıyor ki kayganlığın zilletini yaşıyor Türkler.

Kitap Özellikleri'''''''''
Barkod9789944446433
Basım Yılı2010
Baskı2
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 21
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı448
Benzer Ürünler
Fatiha Suresi Tefsiri
%31
90,00 TL
62,10 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Futbol Hayattır
%30
150,00 TL
105,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Mina'ya Mektuplar
%25
155,00 TL
116,25 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Güzelliğin Politikası
%26
155,00 TL
114,70 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Portakal Ağacı'ndan Muhabbetle
%38
150,00 TL
93,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
O'nu Düşünerek O'na Ulaşamazsın
%38
140,00 TL
86,80 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Herşeyin Kısaca İzahı
%31
141,00 TL
97,29 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Sorup Dinlediklerim
%26
110,00 TL
81,40 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Babasının Kızı
%30
106,00 TL
74,20 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Akıl Allah Var Dedi
%30
141,00 TL
98,70 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
1001 Söz
%14
155,00 TL
133,30 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Dervişin Sema Defteri
%26
225,00 TL
166,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.