Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Felsefe Tarihi (1. Cilt)
%21 
430,00 TL
339,70 TL

Felsefe Tarihi (1. Cilt)

Yorum Yap
Yorumlar (3)
5.0 Ortalama Puan
  • 5
    3
  • 4
    0
  • 3
    0
  • 2
    0
  • 1
    0

Felsefe Tarihi (1. Cilt)

Yorum Yap
Yorumlar (3)
5.0 Ortalama Puan
  • 5
    3
  • 4
    0
  • 3
    0
  • 2
    0
  • 1
    0
%21 
430,00 TL
339,70 TL
%21 
430,00 TL
339,70 TL
Kazancınız:90,30

Tükendi

Gelince Haber Ver
Kitap Açıklaması

Bu zamana dek dışsallıkların avı olmuş olan tinin kendi içine geri dönüp kendine tekrar gelebileceği ve kendine ait bir krallık için uzam ve yer kazanabileceği daha iyi bir çağın şafağını gelin birlikte selamlayalım...1816 Ekim'inde Heidelberg'de dersin açılış konuşması Hegel'in dinleyicilerine bu şekilde seslenmesiyle başlıyordu; kendi zamanına ve geleceğe dair duyduğu umudu büyük bir coşkuyla aktaran Filozof gündelik yaşamın ehemmiyetsiz çıkarlarına boğulmuş zihnin dışsallıktan kendi içine çekilmesinin zamanının geldiğini müjdeliyordu. Kutsal alevin sönmeye yüz tutmuş külünün bekçisi olmak düşüncenin üzerini örten sığlık ve boşluğu bu ateşin harlanmış sıcaklığı ile yakıp yok etmek görevi şimdi felsefeye verilmişti. Varlığın bilgi arayışının bu güçlü aktörüne direnç gösterebilecek hiçbir gücü yoktu aksine kendi zenginliklerini ve derinliklerini düşüncenin gözlerinin önüne sermek ve tine haz vermek zorundaydı.   Bilmem hangi varolan ve Varlık kendini ele geçirmek isteyen düşünceye bu kadar kolay kendini sunar; hangi gerçek düşüncenin egemenliğini böyle keyifle kabul eder? Uzun zamanlardan beri düşünce tarafından eğilip-bükülmeye ve horlanmaya alışmış onun tarafından yetersiz görülmüş gerçek neden Hegel'in zamanında kendi hakikatini bir hediye gibi sunsun bu kadim "düşman"ına. Ve 2500 yıllık felsefe tarihinin kahramanı kim; hangi tanrının sunağında döküldü gerçekliğin kanı? İdeanın peşindeki amansız takibi trajik bir şekilde sonuçlanan Platon mu ya da Birin hakikatini onun kulağına fısıldayan Parmenides mi; daha ilk hamlesinde ontolojik birlik idealinden vazgeçip varolanların farklılığına yönelmiş Aristoteles mi yoksa; neden dünyayı bir dünya haline getiren Plotinus olmasın; belki de tanrının gizemli yaratısında Varlığın hakikati için ipuçları arayan bütün bir Ortaçağdır ya da Ortaçağ'ın tanrısını "sonsuz evren" çığlığı ile yokeden ve Campo dei Fiori'de külleri havaya savrulan Giordano Bruno; peki töz ve özne arasındaki gerilimde salınıp duran Descartes Spinoza Kant yukarıdaki isimler kadar hak etmiyorlar mı kahramanlığın şanını; felsefeler ve filozofların dünya tarihindeki geçit töreninde Düşünce ve Varlığı kim özdeş kıldı?   Hegel'in differentia specificalarından biri tam da burada işte: Felsefe Tarihi düşüncenin "hiçlikten" gelen başıbozukluğunun Tin formunda kazanmış olduğu zorunluluk yolunda kimseye kahramanlık payesi vermez. Önemli olan hangi filozofların hangi düşünceleri ileri sürdüğünün eklektik bir betimlemesi değildir Düşüncenin filozofları ve felsefeleri tarih içinde belirlenimlerinin sımsıkı ilişkiselliği altında nasıl görünüşe çıkardığıdır. Felsefe -bir Kavram olarak- hakkını arar ve bu yolda içinden geçmiş olduğu tüm dolayımları yoklar; onu kendine benzetir kendini onda kurar. Hegel'in Felsefe Tarihi uzun macerası boyunca sadece bunu anlatır. Ersin Vedat Elgür

Kitap Özellikleri
Basım Yılı2018
Baskı2
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 19,5
ISBN-106052036402
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı440
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması

Bu zamana dek dışsallıkların avı olmuş olan tinin kendi içine geri dönüp kendine tekrar gelebileceği ve kendine ait bir krallık için uzam ve yer kazanabileceği daha iyi bir çağın şafağını gelin birlikte selamlayalım...1816 Ekim'inde Heidelberg'de dersin açılış konuşması Hegel'in dinleyicilerine bu şekilde seslenmesiyle başlıyordu; kendi zamanına ve geleceğe dair duyduğu umudu büyük bir coşkuyla aktaran Filozof gündelik yaşamın ehemmiyetsiz çıkarlarına boğulmuş zihnin dışsallıktan kendi içine çekilmesinin zamanının geldiğini müjdeliyordu. Kutsal alevin sönmeye yüz tutmuş külünün bekçisi olmak düşüncenin üzerini örten sığlık ve boşluğu bu ateşin harlanmış sıcaklığı ile yakıp yok etmek görevi şimdi felsefeye verilmişti. Varlığın bilgi arayışının bu güçlü aktörüne direnç gösterebilecek hiçbir gücü yoktu aksine kendi zenginliklerini ve derinliklerini düşüncenin gözlerinin önüne sermek ve tine haz vermek zorundaydı.   Bilmem hangi varolan ve Varlık kendini ele geçirmek isteyen düşünceye bu kadar kolay kendini sunar; hangi gerçek düşüncenin egemenliğini böyle keyifle kabul eder? Uzun zamanlardan beri düşünce tarafından eğilip-bükülmeye ve horlanmaya alışmış onun tarafından yetersiz görülmüş gerçek neden Hegel'in zamanında kendi hakikatini bir hediye gibi sunsun bu kadim "düşman"ına. Ve 2500 yıllık felsefe tarihinin kahramanı kim; hangi tanrının sunağında döküldü gerçekliğin kanı? İdeanın peşindeki amansız takibi trajik bir şekilde sonuçlanan Platon mu ya da Birin hakikatini onun kulağına fısıldayan Parmenides mi; daha ilk hamlesinde ontolojik birlik idealinden vazgeçip varolanların farklılığına yönelmiş Aristoteles mi yoksa; neden dünyayı bir dünya haline getiren Plotinus olmasın; belki de tanrının gizemli yaratısında Varlığın hakikati için ipuçları arayan bütün bir Ortaçağdır ya da Ortaçağ'ın tanrısını "sonsuz evren" çığlığı ile yokeden ve Campo dei Fiori'de külleri havaya savrulan Giordano Bruno; peki töz ve özne arasındaki gerilimde salınıp duran Descartes Spinoza Kant yukarıdaki isimler kadar hak etmiyorlar mı kahramanlığın şanını; felsefeler ve filozofların dünya tarihindeki geçit töreninde Düşünce ve Varlığı kim özdeş kıldı?   Hegel'in differentia specificalarından biri tam da burada işte: Felsefe Tarihi düşüncenin "hiçlikten" gelen başıbozukluğunun Tin formunda kazanmış olduğu zorunluluk yolunda kimseye kahramanlık payesi vermez. Önemli olan hangi filozofların hangi düşünceleri ileri sürdüğünün eklektik bir betimlemesi değildir Düşüncenin filozofları ve felsefeleri tarih içinde belirlenimlerinin sımsıkı ilişkiselliği altında nasıl görünüşe çıkardığıdır. Felsefe -bir Kavram olarak- hakkını arar ve bu yolda içinden geçmiş olduğu tüm dolayımları yoklar; onu kendine benzetir kendini onda kurar. Hegel'in Felsefe Tarihi uzun macerası boyunca sadece bunu anlatır. Ersin Vedat Elgür

Kitap Özellikleri
Basım Yılı2018
Baskı2
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 19,5
ISBN-106052036402
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı440
Benzer Ürünler
İlkçağ Felsefesi Tarihi
%26
115,00 TL
85,10 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Felsefe Tarihi
%26
500,00 TL
370,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Felsefe Tarihi
%21
340,00 TL
268,53 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Tarih Felsefesi
%36
110,00 TL
70,40 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Felsefe-i İlmiyye (Bilim Felsefesi)
%21
260,00 TL
205,40 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Felsefe-i Ahlakiyye (Ahlak Felsefesi)
%21
250,00 TL
197,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Felsefe Tarihi / Antik Yunan
%25
495,00 TL
371,25 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Tarih-i Efkar (Fikirler Tarihi)
%21
90,00 TL
71,10 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Felsefe-i Hayat (Hayat Felsefesi)
%21
200,00 TL
158,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.