Tükendi
Gelince Haber VerAdım Leyla. Bu benim romanım. İstanbullu diplomat bir çiftin arkadaşsız kurallarla biçimlendirilmiş aynı yerde yaşıyor olmasına rağmen annesinin yüzüne hasret babasını sadece resmi bayramlarda görebilen babaannesiyle Ankara'da büyümüş bir kızıyım. Amacım; kendimi eksikliklerim ve yanlışlıklarımla çırılçıplak soymaktı. Bu bir anlamda çirkinliklerimin acılarımın özlemlerimin pişmanlık duyup utandığım hatta neden yaptığımı bile anlayamadığım davranışlarımın bir dışa taşması itirafı. Belki de ölmeden önce sırtımdaki yükleri atmanın bir yolu... Adım Yücel. Bu romanı Bitanem yazmış. Gerçekten de o benim bitanemdi; onu ilk kez gördüğüm günden gözlerimi bu dünyaya yumuncaya kadar. Ben yaşamaya onun gözlerinde başladım ve hayata veda etmeden gördüğüm son şey yine onun gözleriydi. Okulun ilk haftasında tanıdım onu; o da benim gibi çelimsiz bir kızdı. Konuşmaya başlayınca onun da Türkçesinin benden daha iyi olmadığını anladım. Aylül Mardinli bir Süryani kızıydı. Elimi ilk tutan kişiydi bu tanımadığım yeni dünyada ilk arkadaşımdı yıllarca hayatımdaki en değerli yeri tutan ve hasretinden öldüğüm dostumdu. ...Hayır annemle babamın öldüklerini öğrendiğimde ağlamadım. Onlara öyle öfkeliydim ki; kucaklarının tadını bile bilmediğim kokularını hatırlamadığım ve çocukluğumu onlarsızlığa mahkûm ettikleri ve beni bırakıp gittikleri için... ...Sonra burnumun ucunu öpüp bir de teşekkür ederek arkasını döndü. Bir dakika bile geçmeden uyumuştu. Kocamın temasıyla kutsadığı kadınlığım kendine destek yaptığı omuzlarım ve burnumun ucuyla üşüdüm.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2015 |
Baskı | 7 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6054401833 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 480 |
Adım Leyla. Bu benim romanım. İstanbullu diplomat bir çiftin arkadaşsız kurallarla biçimlendirilmiş aynı yerde yaşıyor olmasına rağmen annesinin yüzüne hasret babasını sadece resmi bayramlarda görebilen babaannesiyle Ankara'da büyümüş bir kızıyım. Amacım; kendimi eksikliklerim ve yanlışlıklarımla çırılçıplak soymaktı. Bu bir anlamda çirkinliklerimin acılarımın özlemlerimin pişmanlık duyup utandığım hatta neden yaptığımı bile anlayamadığım davranışlarımın bir dışa taşması itirafı. Belki de ölmeden önce sırtımdaki yükleri atmanın bir yolu... Adım Yücel. Bu romanı Bitanem yazmış. Gerçekten de o benim bitanemdi; onu ilk kez gördüğüm günden gözlerimi bu dünyaya yumuncaya kadar. Ben yaşamaya onun gözlerinde başladım ve hayata veda etmeden gördüğüm son şey yine onun gözleriydi. Okulun ilk haftasında tanıdım onu; o da benim gibi çelimsiz bir kızdı. Konuşmaya başlayınca onun da Türkçesinin benden daha iyi olmadığını anladım. Aylül Mardinli bir Süryani kızıydı. Elimi ilk tutan kişiydi bu tanımadığım yeni dünyada ilk arkadaşımdı yıllarca hayatımdaki en değerli yeri tutan ve hasretinden öldüğüm dostumdu. ...Hayır annemle babamın öldüklerini öğrendiğimde ağlamadım. Onlara öyle öfkeliydim ki; kucaklarının tadını bile bilmediğim kokularını hatırlamadığım ve çocukluğumu onlarsızlığa mahkûm ettikleri ve beni bırakıp gittikleri için... ...Sonra burnumun ucunu öpüp bir de teşekkür ederek arkasını döndü. Bir dakika bile geçmeden uyumuştu. Kocamın temasıyla kutsadığı kadınlığım kendine destek yaptığı omuzlarım ve burnumun ucuyla üşüdüm.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2015 |
Baskı | 7 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6054401833 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 480 |