Tükendi
Gelince Haber VerHikmete uygun bir hayat ve düşünüm arifleşmek ve kâmil insan olma yolunda bir ilerlemeyi ve yetkinleşmeyi sağlar; ki insan için asıl ilerleme budur; yoksa toplumsalın ilerlemesi değil. Çünkü oradaki ilerilik sadece teknik anlamdaki bir donanım ve uygarlaşma anlamına gelir. Bu uygarlaşma ise çoğu kez insanın kişisel kemâlini önleyen bir konformizm olarak tezahür eder. Araçlara boğulmuş bir hayat çünkü çoğu kez Hakikatle olan kalbî bağlarımızın zayıflamasına ve hatta kopmasına mal olur. Yapaylaştırılmış bir uygarlaşmanın koşulları insanın yaşadığının bile farkına varmadığı kalbin hedonizm tarafından ayartıldığı gerçek insanlar ve ilişkilerin yerini sahte bir adâb-ı muaşeret'in aldığı bir yaşama kültürüne bırakır. Bu hayatlar ise ortaya yaşanmaktan ziyade üretilen duymaktan çok öğretilen inanmak yerine güvencelenen bir sıradanlığı koyar. Sürprizler yoktur orada ne de aşklar ve dostluklar. Her şey işlemsel ve işlevsel aklın dayattığı bir karşılıklılığa dayanmaktadır çünkü; bir piyasa mantığı ve koşullarına. Karşılıksız vermenin aptallık yerine konduğu bu uygarlaşma aslında bir tür uyruklaşmadır. Belli bir yaşam programı kültürü standardı veya çevresine bir katılma ya da oraya bir aitliktir. İlişkiler yerini koşullara bırakmıştır; aklın ve piyasanın koşullarına. Akıl özgürlüğü kadar piyasanın özgürlüğü de sadece belirlenmiş koşullar içerisinde bir davranma özgürlüğünden daha doğrusu köleliğinden ibarettir.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2010 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 12,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 6056140136 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 370 |
Hikmete uygun bir hayat ve düşünüm arifleşmek ve kâmil insan olma yolunda bir ilerlemeyi ve yetkinleşmeyi sağlar; ki insan için asıl ilerleme budur; yoksa toplumsalın ilerlemesi değil. Çünkü oradaki ilerilik sadece teknik anlamdaki bir donanım ve uygarlaşma anlamına gelir. Bu uygarlaşma ise çoğu kez insanın kişisel kemâlini önleyen bir konformizm olarak tezahür eder. Araçlara boğulmuş bir hayat çünkü çoğu kez Hakikatle olan kalbî bağlarımızın zayıflamasına ve hatta kopmasına mal olur. Yapaylaştırılmış bir uygarlaşmanın koşulları insanın yaşadığının bile farkına varmadığı kalbin hedonizm tarafından ayartıldığı gerçek insanlar ve ilişkilerin yerini sahte bir adâb-ı muaşeret'in aldığı bir yaşama kültürüne bırakır. Bu hayatlar ise ortaya yaşanmaktan ziyade üretilen duymaktan çok öğretilen inanmak yerine güvencelenen bir sıradanlığı koyar. Sürprizler yoktur orada ne de aşklar ve dostluklar. Her şey işlemsel ve işlevsel aklın dayattığı bir karşılıklılığa dayanmaktadır çünkü; bir piyasa mantığı ve koşullarına. Karşılıksız vermenin aptallık yerine konduğu bu uygarlaşma aslında bir tür uyruklaşmadır. Belli bir yaşam programı kültürü standardı veya çevresine bir katılma ya da oraya bir aitliktir. İlişkiler yerini koşullara bırakmıştır; aklın ve piyasanın koşullarına. Akıl özgürlüğü kadar piyasanın özgürlüğü de sadece belirlenmiş koşullar içerisinde bir davranma özgürlüğünden daha doğrusu köleliğinden ibarettir.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2010 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 12,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 6056140136 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 370 |