Tükendi
Gelince Haber VerMehmet Başaran Yasaklı-acının ve sevginin yurttaşı adlı kitabında 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askerî darbelerinin hemen ardından yaşadıklarını kaleme alıyor. Bu yaşananlar Başaran'ın hakkı olduğu halde hiçbir somut-yasal gerekçe gösterilmeden "kapılar arkasından" bir türlü verilmeyen "pasaport" merkezinde yoğunlaşıyor.
Başaran ailesi ve yakınlarıyla birlikte geçtiği bu traji-komik günleri ayrıntılarıyla geçmişe göndermeler yaparak dönemin atmosferini ve kendi ruhsal hallerini de betimleyerek anlatıyor.
"Roman oyun anı... Ne derseniz deyin! Kara mizah türünde bir yapıt. Sanki bir Franz Kafka öykü dünyasında yaşatıyor okurları. Böyle şeyler olamaz olmamıştır diye düşünüyorsunuz. Bu kadarı da olanaksızdır. İçinde yaşadığımız dönemde Kafka'nın bile hayal edemediği bu akıl almaz inanılmaz garip insanlıkla alay eden tutumlar davranışlar ne yazık öylesine çok ki! Öylesine yoğun ki!"
(Oktay Akbal)
"Başaran 180 sayfalık bir kitapta 40 yıllık Türkiye'nin topoğrafyasını çıkarıyor. 1940'lardan 1980'lere kadar yaşanan belgeli bir serüven. Öğretmeni polisi bakanı gazetecisi yüksek görevlisi küçük memuru bu süreçte yerini alıyor... bu kitap Türkiye'de yaşadığımız rejimin adını koyuyor.
(...)
"Bizim fotoğrafımız bu; ülkemizin demokrasimizin rejimimizin hayatımızın fotoğrafı..."
(İlhan Seçuk)
"... Bu anılar devleti elinde bulunduran egemenlerle aydın bir bireyin yirmibirinci yüzyılın eşiğinde hesaplaşmasının belgesi. İnsanların asılıp kesildiği olağanüstü bir dönemden bir başka döneme kadar çalkalanan toplumun izdüşümü. Anılara konu edilen 'pasaport' yaşanan toplumsal olayların bir simgesi sanki..."
(Necati Güngör)
Barkod | 9789750409004 |
Basım Yılı | 2022 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 176 |
Mehmet Başaran Yasaklı-acının ve sevginin yurttaşı adlı kitabında 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askerî darbelerinin hemen ardından yaşadıklarını kaleme alıyor. Bu yaşananlar Başaran'ın hakkı olduğu halde hiçbir somut-yasal gerekçe gösterilmeden "kapılar arkasından" bir türlü verilmeyen "pasaport" merkezinde yoğunlaşıyor.
Başaran ailesi ve yakınlarıyla birlikte geçtiği bu traji-komik günleri ayrıntılarıyla geçmişe göndermeler yaparak dönemin atmosferini ve kendi ruhsal hallerini de betimleyerek anlatıyor.
"Roman oyun anı... Ne derseniz deyin! Kara mizah türünde bir yapıt. Sanki bir Franz Kafka öykü dünyasında yaşatıyor okurları. Böyle şeyler olamaz olmamıştır diye düşünüyorsunuz. Bu kadarı da olanaksızdır. İçinde yaşadığımız dönemde Kafka'nın bile hayal edemediği bu akıl almaz inanılmaz garip insanlıkla alay eden tutumlar davranışlar ne yazık öylesine çok ki! Öylesine yoğun ki!"
(Oktay Akbal)
"Başaran 180 sayfalık bir kitapta 40 yıllık Türkiye'nin topoğrafyasını çıkarıyor. 1940'lardan 1980'lere kadar yaşanan belgeli bir serüven. Öğretmeni polisi bakanı gazetecisi yüksek görevlisi küçük memuru bu süreçte yerini alıyor... bu kitap Türkiye'de yaşadığımız rejimin adını koyuyor.
(...)
"Bizim fotoğrafımız bu; ülkemizin demokrasimizin rejimimizin hayatımızın fotoğrafı..."
(İlhan Seçuk)
"... Bu anılar devleti elinde bulunduran egemenlerle aydın bir bireyin yirmibirinci yüzyılın eşiğinde hesaplaşmasının belgesi. İnsanların asılıp kesildiği olağanüstü bir dönemden bir başka döneme kadar çalkalanan toplumun izdüşümü. Anılara konu edilen 'pasaport' yaşanan toplumsal olayların bir simgesi sanki..."
(Necati Güngör)
Barkod | 9789750409004 |
Basım Yılı | 2022 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 176 |