Tükendi
Gelince Haber Ver"1940 senesinin onuncu gününde büyük amcamın motosikletini çaldık ve bir müddet bindik. Meyve hırsızlığını çok erken öğrenmiştik. İnsanların bahçelerinin duvarına tırmanırdık ve incir ile nar çalardık. Ne keyifliydi. Geceleri Sâfiâbad Çölü'nde göğsümüzün üzerinde sürüne sürüne karpuz ve salatalık tarlalarına kadar giderdik. Karanlık ve acıyı bağrımıza basardık. İyi bir alıştırmaydı. Hâlâ ne zaman elimi bir meyveye yaklaştırsam o tanıdık acıyı hissederim.Evimiz çöle komşuydu. Bütün rüyalarımda çöle yer vardı. Büyüdüğümde küçük amcam bana ok atmayı öğretti. İlk vurduğum kuş bir gökkuzgunuydu. Avlanmak beni hiçbir zaman hoşnut etmedi. Ama beni günbatımından önce çöle çeken de avcılıktı. Avda doğanın organizmasını perdesiz olarak gördüm. Ben yıllarca namaz kılmışım. En büyükler kılıyordu ben de kılıyordum.Bir gün mescit kapalıydı. Yolun başındaki bakkal dedi ki: "Namazı mescidin damında kılın da Allah'a birkaç metre daha yakın olun." Benimle ağır bir şekilde dalga geçmek etrafımdakilerin dini mezhebi olmuştu... Ve ben yıllarca Tanrısı olmayan bir dindar olarak kaldım..."MedaKitap Sohrâb Sepehrî'nin özyaşam öyküsü ve çizimlerini Damla Anar çevirisiyle sunuyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6058180482 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 80 |
"1940 senesinin onuncu gününde büyük amcamın motosikletini çaldık ve bir müddet bindik. Meyve hırsızlığını çok erken öğrenmiştik. İnsanların bahçelerinin duvarına tırmanırdık ve incir ile nar çalardık. Ne keyifliydi. Geceleri Sâfiâbad Çölü'nde göğsümüzün üzerinde sürüne sürüne karpuz ve salatalık tarlalarına kadar giderdik. Karanlık ve acıyı bağrımıza basardık. İyi bir alıştırmaydı. Hâlâ ne zaman elimi bir meyveye yaklaştırsam o tanıdık acıyı hissederim.Evimiz çöle komşuydu. Bütün rüyalarımda çöle yer vardı. Büyüdüğümde küçük amcam bana ok atmayı öğretti. İlk vurduğum kuş bir gökkuzgunuydu. Avlanmak beni hiçbir zaman hoşnut etmedi. Ama beni günbatımından önce çöle çeken de avcılıktı. Avda doğanın organizmasını perdesiz olarak gördüm. Ben yıllarca namaz kılmışım. En büyükler kılıyordu ben de kılıyordum.Bir gün mescit kapalıydı. Yolun başındaki bakkal dedi ki: "Namazı mescidin damında kılın da Allah'a birkaç metre daha yakın olun." Benimle ağır bir şekilde dalga geçmek etrafımdakilerin dini mezhebi olmuştu... Ve ben yıllarca Tanrısı olmayan bir dindar olarak kaldım..."MedaKitap Sohrâb Sepehrî'nin özyaşam öyküsü ve çizimlerini Damla Anar çevirisiyle sunuyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6058180482 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 80 |