Tükendi
Gelince Haber VerSene 1634 Osmanlı'nın uçsuz bucaksız topraklarında bir İngiliz gezgin şunları diyor; "Eğer bir gün tüm dünyaya hükmedebilecek bir ırk varsa o da Türklerdir." "...pek güzel olmayan ve kahve adını verdikleri bir içecekleri var." "Yüz tane canım dahi olsa özellikle saf Türkse sözüne güvenmeye cesaret edebilirdim." "Sultan bir tiran kadar mutlak bir kral kadar mutlu ve ikisinden de daha istikrarlı." "Türk ulusunun eski kıyafet alışkanlıklarını koruması onurlu bir davranıştı. Çünkü Fransız sarayı nasıl dünyanın bu kesimine giyim örneği oluşturuyorsa Türkler de Doğu Akdeniz'de örnek oluşturuyordu." "Türkler geri dönülmez bir şekilde "ya hep ya hiç" tarzında bir devrim yapma kararındalar. İmparatorluklarının büyüklüğünü ruhlarının büyüklüğüne bağlı- yorum." "Acaba Türkler hiç bilim talebinde bulunacak mı? Bilim imparatorlukların baş- langıcında kabul edilmediğinden bu konuda varsayımda bulunulabildiği ölçüde bu talebin gerçekleşebileceğini sanmıyorum çünkü kılıcın etkisini son derece zayıflatacaktır." "Heykel ve resim gibi formları ibadet amaçlı kullanmak bir yana heykel ve resim yapılmasından bile nefret eden inançları nedeniyle bu sanatlar Türkiye'ye hiçbir zaman gelemez." "Türk milleti bir tarafında Hıristiyanlık diğer tarafında İran olmak üzere iki büyük düşmanı olduğundan henüz tamamen kötülüğe teslim olamıyor. "...devletin her veziri ve paşası kendisine özel danışmanlık yapması için bir Yahudi tutuyordu. Türklerin bize karşı uyguladığı kötülüğün büyük bir kısmını kurnazlıkları anlayışları ve Hıristiyanlıkla ilgili deneyimlerine ek olarak daimi zekâlarıyla bu Yahudilerin tavsiye ettikleri düşünülüyordu." "Doğu Akdeniz insanlarının zekâları daha çapraşık ve düşünmeye daha uygun oysa bizimki daha uyanık ve hazırdır. Bu nedenle onların söylevleri daha derin izler taşır. Bizimkiler daha
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2010 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16 x 23 |
ISBN-10 | 6054362073 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 116 |
Sene 1634 Osmanlı'nın uçsuz bucaksız topraklarında bir İngiliz gezgin şunları diyor; "Eğer bir gün tüm dünyaya hükmedebilecek bir ırk varsa o da Türklerdir." "...pek güzel olmayan ve kahve adını verdikleri bir içecekleri var." "Yüz tane canım dahi olsa özellikle saf Türkse sözüne güvenmeye cesaret edebilirdim." "Sultan bir tiran kadar mutlak bir kral kadar mutlu ve ikisinden de daha istikrarlı." "Türk ulusunun eski kıyafet alışkanlıklarını koruması onurlu bir davranıştı. Çünkü Fransız sarayı nasıl dünyanın bu kesimine giyim örneği oluşturuyorsa Türkler de Doğu Akdeniz'de örnek oluşturuyordu." "Türkler geri dönülmez bir şekilde "ya hep ya hiç" tarzında bir devrim yapma kararındalar. İmparatorluklarının büyüklüğünü ruhlarının büyüklüğüne bağlı- yorum." "Acaba Türkler hiç bilim talebinde bulunacak mı? Bilim imparatorlukların baş- langıcında kabul edilmediğinden bu konuda varsayımda bulunulabildiği ölçüde bu talebin gerçekleşebileceğini sanmıyorum çünkü kılıcın etkisini son derece zayıflatacaktır." "Heykel ve resim gibi formları ibadet amaçlı kullanmak bir yana heykel ve resim yapılmasından bile nefret eden inançları nedeniyle bu sanatlar Türkiye'ye hiçbir zaman gelemez." "Türk milleti bir tarafında Hıristiyanlık diğer tarafında İran olmak üzere iki büyük düşmanı olduğundan henüz tamamen kötülüğe teslim olamıyor. "...devletin her veziri ve paşası kendisine özel danışmanlık yapması için bir Yahudi tutuyordu. Türklerin bize karşı uyguladığı kötülüğün büyük bir kısmını kurnazlıkları anlayışları ve Hıristiyanlıkla ilgili deneyimlerine ek olarak daimi zekâlarıyla bu Yahudilerin tavsiye ettikleri düşünülüyordu." "Doğu Akdeniz insanlarının zekâları daha çapraşık ve düşünmeye daha uygun oysa bizimki daha uyanık ve hazırdır. Bu nedenle onların söylevleri daha derin izler taşır. Bizimkiler daha
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2010 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16 x 23 |
ISBN-10 | 6054362073 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 116 |