Tükendi
Gelince Haber VerOn iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. XV. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden ekonomisine inançlarından giyinişlerine beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan iki el yazması nüshadan birisi Dresden Kütüphanesi'nde birisi Vatikan Kütüphanesi'ndedir. Dede Korkut Kitabı destansı Oğuz hikâyelerinin mecmuasıdır. İçerdiği on iki hikayenin büyük bölümü ilk defa X. -XI. yüzyıllar arasında Oğuzların eski yurdu olan Seyhun nehri boylarında ortaya çıkmış XI. yüzyılda Oğuzlar'ın Kuzey İran Güney Kafkasya ve Anadolu'yu ele geçirmeleri ile Yakındoğu'ya gelmiştir. Alpamış olarak da bilinen Bamsı Beyrek hikayesi ise V.-VI. yüzyıllara kadar tarihlenmektedir. Hikayelerin çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun iki büyük nehri Amıt suyu (Diclenehri]) ve Aras nehrinin kollarından Kara Dere Dereşam Suyu civarında geçer. "Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Boyu hikayesinde Trabzon çevresi net bir şekilde tasvir edilir. Hikayelerinin yazıya geçirildiği tarih olarak XV. yüzyılın ikinci yarısı kabul edilmektedir. Kars Erzurum civarında hüküm süren Akkoyunluların bu destanları yazıya geçirttiği tahmin edilmektedir. Eserde nazım ve nesir bir arada verilmiştir. Dili Âzerî lehçesinin özelliklerini göstermekle birlikte bugünkü Azerî lehçesiyle karşılaştırıldığında bütün dil özelliklerinin bu lehçeye ait olmadığı görülür. Gereksiz edebiyat süsleri bulunmayan kısa yalın ifadelerle örülmüş yapmacıksız özentisiz bir üslûp hâkimdir. Yer yer dünya mitoloji ve folklorik metinleri ile benzerlikler gösteren kısımlar mevcuttur.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 14 x 21 |
ISBN-10 | 6059317825 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 227 |
On iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. XV. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden ekonomisine inançlarından giyinişlerine beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan iki el yazması nüshadan birisi Dresden Kütüphanesi'nde birisi Vatikan Kütüphanesi'ndedir. Dede Korkut Kitabı destansı Oğuz hikâyelerinin mecmuasıdır. İçerdiği on iki hikayenin büyük bölümü ilk defa X. -XI. yüzyıllar arasında Oğuzların eski yurdu olan Seyhun nehri boylarında ortaya çıkmış XI. yüzyılda Oğuzlar'ın Kuzey İran Güney Kafkasya ve Anadolu'yu ele geçirmeleri ile Yakındoğu'ya gelmiştir. Alpamış olarak da bilinen Bamsı Beyrek hikayesi ise V.-VI. yüzyıllara kadar tarihlenmektedir. Hikayelerin çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun iki büyük nehri Amıt suyu (Diclenehri]) ve Aras nehrinin kollarından Kara Dere Dereşam Suyu civarında geçer. "Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Boyu hikayesinde Trabzon çevresi net bir şekilde tasvir edilir. Hikayelerinin yazıya geçirildiği tarih olarak XV. yüzyılın ikinci yarısı kabul edilmektedir. Kars Erzurum civarında hüküm süren Akkoyunluların bu destanları yazıya geçirttiği tahmin edilmektedir. Eserde nazım ve nesir bir arada verilmiştir. Dili Âzerî lehçesinin özelliklerini göstermekle birlikte bugünkü Azerî lehçesiyle karşılaştırıldığında bütün dil özelliklerinin bu lehçeye ait olmadığı görülür. Gereksiz edebiyat süsleri bulunmayan kısa yalın ifadelerle örülmüş yapmacıksız özentisiz bir üslûp hâkimdir. Yer yer dünya mitoloji ve folklorik metinleri ile benzerlikler gösteren kısımlar mevcuttur.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 14 x 21 |
ISBN-10 | 6059317825 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 227 |