Tükendi
Gelince Haber VerGaliba yağmurlu bir kış günüydü. Her gün aldığım gazetenin Pazar ekinde çok da dikkatimi çekmeyen şu düzenli aralarla tekrarlanan Boğaz'daki köşklerle ilgili yazılardan birini gördüğümü anımsıyorum. Onlar ve onların mevcut sahipleri mirasçıları mirasyedileri bunların arasındaki miras kavgaları vesaire vesaire... Üstünkörü okumuştum o yazıyı... Neymiş ne olmuş falan... Boğaziçi'nin yalılarını çok da iyi tanıdığım söylenemez. En azından karşı kıyıdakileri! Tabii kime göre karşı? Bana göre... Yıllarca Avrupa yakasında oturan Boğaz'ı dört mevsim Sarıyer'den Beşiktaş'a kat eden bana göre... Bu da hiç tanımadıklarımdan biriydi ve esasen bir yalı değildi. Âtıf Paşa Köşkü'ymüş adı... Fakat önünde başka bir yapı yoktu. Anlayacağınız tıpkı Avrupa yakasındaki mâzinin bazı yalıları gibi ona da "yalı" adı takılabilirdi..! Köşk ağaçlar arkasında saklanmıştı ve kıyıdan bir hayli gerideydi.. Dolayısıyla ara sıra yaptığım Boğaz gezilerinde gözüme çarpmamış olmasına hiç şaşırmamıştım. Efendim ailenin oğlu köşkün fazla büyük olduğunu masrafının çok olduğunu ailenin artık orada yaşamaktan eskisi gibi hoşlanmadığını gerekçe göstererek orayı otele çevirmeye karar vermiş ve köşkün önünü açmak istemiş! Onun ifadesiydi bu... "Geleceğinin hedeflediğimiz kadar parlak olabilmesi için onun önünü açmaya karar verdik" demişti alaycı bir gülüşle! Konu tam da bu minval üzereydi. Köşkü gözlerden saklayan önündeki ağaçları kesmişti...
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 6051279268 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 320 |
Galiba yağmurlu bir kış günüydü. Her gün aldığım gazetenin Pazar ekinde çok da dikkatimi çekmeyen şu düzenli aralarla tekrarlanan Boğaz'daki köşklerle ilgili yazılardan birini gördüğümü anımsıyorum. Onlar ve onların mevcut sahipleri mirasçıları mirasyedileri bunların arasındaki miras kavgaları vesaire vesaire... Üstünkörü okumuştum o yazıyı... Neymiş ne olmuş falan... Boğaziçi'nin yalılarını çok da iyi tanıdığım söylenemez. En azından karşı kıyıdakileri! Tabii kime göre karşı? Bana göre... Yıllarca Avrupa yakasında oturan Boğaz'ı dört mevsim Sarıyer'den Beşiktaş'a kat eden bana göre... Bu da hiç tanımadıklarımdan biriydi ve esasen bir yalı değildi. Âtıf Paşa Köşkü'ymüş adı... Fakat önünde başka bir yapı yoktu. Anlayacağınız tıpkı Avrupa yakasındaki mâzinin bazı yalıları gibi ona da "yalı" adı takılabilirdi..! Köşk ağaçlar arkasında saklanmıştı ve kıyıdan bir hayli gerideydi.. Dolayısıyla ara sıra yaptığım Boğaz gezilerinde gözüme çarpmamış olmasına hiç şaşırmamıştım. Efendim ailenin oğlu köşkün fazla büyük olduğunu masrafının çok olduğunu ailenin artık orada yaşamaktan eskisi gibi hoşlanmadığını gerekçe göstererek orayı otele çevirmeye karar vermiş ve köşkün önünü açmak istemiş! Onun ifadesiydi bu... "Geleceğinin hedeflediğimiz kadar parlak olabilmesi için onun önünü açmaya karar verdik" demişti alaycı bir gülüşle! Konu tam da bu minval üzereydi. Köşkü gözlerden saklayan önündeki ağaçları kesmişti...
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 6051279268 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 320 |